1.MADDE

301 madde ve AB ne sığınma!

 

Avrupa Birliği üyeliği hedefine kilitlenmiş AKP kapatma davası üzerine bir kez daha Avrupa birliği kapsında. 5 yıllık iktidarı döneminde Avrupa birliği taleplerini halka rağmen adım adım gerçekleştiren AKP, şimdi de şirin gözükmek destek için 301 maddesinde değişime hazırlanıyor.

Bakın Vakıflar Kanunu ve Petrol Kanununu çıkaran AKP, Sosyal Güvenlik Kanununu da çıkarmak üzere.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; bir soru üzerine, sıranın 301deki değişime geldiğini söylüyor. Söylüyor ama halk yığınları bunların ne anlama geldiğini düşünebiliyor mu hayır. Aydınların tepkisine ise kulak asan yok.

Erdoğana göre, Türkiyenin tam üyelikle neticelenecek Avrupa yolculuğunun Türk halkının temel bir tercihi, önemli bir seçimidir…Tam üyelik hedefiyle çıktığımız bu yolda başka bir seçeneği tartışmamız mümkün değildir.

Türk Ceza Kanununun 301. maddesinin yeniden yazım çalışmalarının Adalet Bakanlığınca olgunlaştırıldığını ifade eden Erdoğan, bu konuyu Türkiye-AB ilişkilerinin gündeminden en kısa zamanda düşüreceklerini bildirdi.

Türkiyenin ABye üyelik hedefinin Hükümeti için her zaman öncelikli bir konu oldu. Peki ama neden? Türkiyenin ABye üyeliğini hedefleyenler; en önemli yapı taşının Avrupa ile ortak değerleri, ortak coğrafyayı, ortak çıkarları paylaşması olduğunu söylüyor.

Sahip olunan ortak değerlerin temelinde demokrasi, çoğulculuk, hukuk devleti, insan haklarına saygı, pazar ekonomisi ilkeleri bulunduğu ileri sürülüyor.

Artık stratejik düşünce, sadece askeri veya jeopolitik gerekliliklerden ibaret değildir. Stratejik yaklaşımlar, günümüzde ortak değerlerin geliştirilmesi ve kültürler arası uyumun en etkin şekilde hayata geçirilmesi imkanlarını da kapsıyor. Avrupa açısından bakıldığında Türkiyenin üyeliğinin gerçekleşmesiyle AB coğrafyasında işte böyle bir stratejik yaklaşım hayata geçirilmiş olacak mı?

ABnin, bölgesel ve küresel bir aktör haline gelerek daha etkin ve sınırlarını aşan bir rol üstlenmesinde Türkiyenin yapacağı katkılar kuşkusuz  büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle her hükümet;  Türkiyenin AB katılım sürecine yönelik yoğun bir gündeme sahip oldu.

Bu amaçla AB uyum sürecindeki pek çok alanı kapsayan ve daha özgürlükçü bir yapıya sahip olacak anayasa talebi de bu nedenle gündemde yer almaktadır..

Buna; kamuoyu, sivil toplum örgütleri ve sosyal taraflar da görüş ve önerileri ortaya koymaktadır..Türk Ceza Kanununun 301. maddesinin yeniden yazımı da Türkiye-AB ilişkilerinin gündeminde ön sırada.

Kıbrıs sorunun çözümü

AKPnin  vizyonu; adil ve kapsamlı çözüme kavuşmuş, birleşmiş bir Kıbrıs çerçevesinde Türkiye, Yunanistan ve Kıbrısın AB içerisinde yer alacakları bir işbirliği sütunu oluşturulması yönündedir. Bunun, Doğu Akdenizin bir barış ve refah havzası haline gelmesine de katkıda bulunacağına inanmaktadırlar. Geçiş kapısının açılması bu düşüncenin ilk adımıdır.

Türkiyenin ABye katılımı sürecinde gelinen aşamanın bazı Avrupa ülkelerinde tartışmaya konu olduğunu, hatta ayrıcalıklı ortaklık gibi, Akdeniz birliği gibi bazı fikirlerin dile getirildiği bir ortamda AKP iktidarı ne yapacağını şaşırmış durumda.

Avrupacılara göre; Türkiyenin tam üyelikle neticelenecek Avrupa yolculuğu Türk halkının temel bir tercihi, önemli bir seçimidir. Tam üyelik hedefiyle çıktığımız bu yolda başka bir seçeneği tartışmamız mümkün değildir.

Oysa aynı Avrupa adalet Divanı PKK terör örgütünü, terör örgütü listesinden çıkarıyor ve AB da bunu onaylıyor.

Avrupanin iki yüzünü Türkiyeyi yönetenler hala niye anlamıyor acaba derinsiz? Cevabı çok basit. Devletin diğer kurumlarıyla birlikte hareket etmek yerine Avrupanın desteği ile iktidarı sürdürmek.

Peki bu durum ne zaman kadar devam edecek dersiniz.Uzun sürmeyeceğini açıkça söylemek gerekir.

Günün Sözü: Kişileri  düşünce ve inanç nedeniyle sevebilirsin ama unutma ki senin iyi niyetin samimiyetin onda olmayabilir.

N.A./KÖKTÜRKLER